10 Ocak 2016 Pazar

JOY

Hayallerimize kavuşmak için çabalamak ve vazgeçmemek gerekir.Etraftakiler ne derse desin kendi iç sesimize kulak vermeliyiz ve içgüdülerimize güvenmeliyiz.

Herşeyin bir bedeli vardır.Elde etmek istiyorsak, bedelini de ödemeye hazır olmalıyız.

Joy, tüm bunların bir örneği.Üzerinde o kadar yük ve sorumluluk varken, sakin kalmayı başarabilmesi ve vazgeçmemesi beni en çok etkileyen kısmı oldu.

Bazı sahnelerde müzik çok fazla var ve çok ön planla, konuşmalara dikkatimizi vermek bile neredeyse zorlaşıyor.Beni rahatsız eden kısmı da buydu.

Yine, her zamanki gibi herkesin kendinden birşeyler bulabileceği bir  film :)

Mutlu seyirler...


Film Künyesi:

Yönetmen:David O.Russel

Oyuncular:Jennifer Lawrence, Robert De Niro, Bradley Cooper

Tür:Biyografi, Dram, 

IMDB Puanı:6,6





7 Ocak 2016 Perşembe

HAKKIMDA














17 Temmuz 1978 Antalya Doğumluyum

Eğitim:

Yüksek Lisans, Marmara Üniversitesi MBA
Üniversite, Ege Tekstil Mühendisliği
Lise, Bornova Suphi Koyuncuoğlu Lisesi,
İlk ve Orta Öğrenim Ankara Namık Kemal İlk/Ortaokulu


Aldığım Sertifikalar:


2015 Kasım: Üstün Yetenekli Çocukların Eğitimi-Aydın Çocuk Üniversitesi
2015 Eylül-Çocuklara Öğrenmeyi Öğretmek –Leaders Hill
2014 Ağustos– 2015 Ocak: Girne American Universitesi Uluslararası Profesyonel Yaşam Koçluğu Eğitimi.
2012 Kasım-Anne Baba Okulu (Bahçeşehir Üniversitesi)
2011 Mart: Geribildirim verme&alma eğitimi ( H&M den alındı)
2010 Eylül: Stres Yönetimi Eğitimi ( H&M den alındı)
2009 Ağustos: Zaman Yönetimi Eğitimi (H&M den alındı)
2009-Sunum Becerileri (H&M den alındı)
2009-Stres Yönetimi  (H&M den alındı)                        
2007 Ağustos – Bireysel Performans ve Zaman Yönetimi (TMI Istanbul)
2006 – Yönetimde Koçluk ve Mentorlük (NAVITAS Istanbul)
2005 Ekim– Takım Olusturma & Geliştirme (BALTAS Istanbul)
2004 –Konfeksiyon Endüstrisinde Üretim Yönetimi Eğitimi ( JUKI’den alındı)
2003-Eğitimcinin Eğitimi

Koçluk Çalışmaları:

**Proje: YENİDEN YAŞAM. Memorial Hastanesi ve Hayata Bağış Derneği ile ortak yürütülen çalışmada organ nakli olmuş gençlere ve ailelerine gönüllü koçluk yapıldı.
**100 saat üzerinde bireysel çalışma
**Üstün yetenekli çocukların aileleri ile çalışmalar
**Özel ilgi alanı olarak sağlıklı beden koçluğu



İletişim Bilgileri


Mail:inci.erdogan1978@gmail.com

Koçluk Hizmeti Verdiğim Alanlar

1-VELİLERE KOÇLUK:

Mutlu çocuklar, mutlu yarınlar demektir.Mutlu çocukları da ancak kendisi mutlu olan evebeynler yetiştirebilirler.Velilere koçluk ile hedeflenenler şu şekildedir:
  • Çocukla etkili iletişim kurma becerisi,(empatik dinleme
  • Karşıdaki Kişiyi Tanıma ve Çocuğun Yeteneklerinin Farkına Varma Yeteneği
  • Çocuğun İhtiyacını Net Anlama Becerisi
  • Öğretmenlerle İşbirliği İçinde Hedeflerine Ulaşan Çocuklar Yetiştirme
  • Çocuğu Harekete Geçirebilme Becerisi
  • Model Olabilme Becerisi
  • Çocuğu Motive Edebilme Becerisi
  • Otorite Koyma ve Sınır Belirleyebilme Becerisi
  • Özel hayat ve İş Hayatı Dengesi
  • Kardeş ilişkilerini düzenleme becerisi
2-ÖĞRENCİLERE KOÇLUK: 

Öğrenci koçluğunda amaçbireylerin potansiyellerini en üst düzeyde kullanmalarını sağlayarak başarılarını arttırmaktır.Bunun için aşağıdaki konular üzerinde çalışılır:
  • Kendi potansiyellerinin farkına varıp doğru hedef belirleme
  • Sınav stresi ve kaygısını en aza indirgeme
  • Zamanlarını en verimli geçirebilecekleri şekilde planlama yapma
  • Odaklanma ve konsantrasyon sürelerini arttırma
  • Sorumluluk bilincini geliştirme
  • İçsel motivasyon sağlama
  • Çözüm üretme ve problem çözme becerilerini geliştirme
  • Daha etkili iletişim kurma



3-SAĞLIKLI BEDEN KOÇLUĞU

Sağlıklı ve fit bir bedene sahip olmak bizim için önemlidir.Bedensel sağlık ve zindelik ise artık diyet ile sağlanamıyor.İçsel huzura sahip olmak ve enerjimizi yüksek tutabilmek, zihinsel kaygı endişe ve stresten uzak olmak için dengeli bir hayata sahip olmak gerekiyor.Duygusal yönetimi bilinçli olarak ele almak, yaşamı  biz farkında olmadan etkileyen olumsuz inanç ve düşünce kalıplarını dönüştürmek, denge ve doyuma giden yolda önemli bir adım. Hem fiziksel hem ruhsal olarak bütünsel olarak sağlıklı hale gelmek isteyenler için “Sağlıklı beden koçluğu” hizmeti verilmektedir.

4-YAŞAM KOÇLUĞU

Hayatını daha iyi yönetme becerisini kazanmak isteyenler için yaşam koçluğu programı uygulanmaktadır.Yaşam koçluğunun uygulama alanı çok geniştir.Yaşam koçluğu programı ile aşağıdaki konularda gelişme sağlanır:


  • Kendini ve çevresini daha iyi tanıyarak farkındalıklarını arttırma
  • Kaynaklarının farkına varma
  • Ne istediğini iyi analiz ederek hedef belirleme ve hedefe yönelik eylem planı hazırlama
  • Sınırlayan inançların tespiti ve bu inançların dönüştürülmesi
  • Memnun olmadığımız, şikayet ettiğimiz veya eleştirildiğimiz yönlerimiz üzerinde çalışma
  • İletişimi güçlendirme
  • Özgüven kazanımı
  • Stres faktörlerini azaltma
  • Motivasyonu arttırma
  • Performansı en yükseğe çıkarma

Kısaca yaşam koçluğu, şu an ve gelecek için ne yapılabileceği konusunda kişiye destek sağlar.Şuanki durumu ile olmak istediği yer arasındaki boşluğu kapatmasına yardımcı olur.

İnci Erdoğan
Pofesyonel Yaşam Koçu

Çocuklara Ödev Yaptırmak için Birkaç Pratik Öneri:





1-Okuldan eve gelen çocuğu sevgiyle karşılayın.(sohbet edin, neler yaptığını sorun,siz de anlatın) Böylece "sen benim için değerlisin mesajını vermiş oluruz"

2-Çocuk geldiğinde ona oyun oynamak veya sınırlı süre olmak kaydıyla tv izlemek gibi istediği birşeyi yapma ve kafasını dağıtma imkanı sağlayın.Hemen ödev konusuna girmeyin.

3-Çocukla bir anlaşma yapıp hergün için bir ödev yapma saati belirleyebilirsiniz.Hatta bu saatin kaç olacağını çocuk belirlerse kendini daha iyi hissedebilir.Ve kontrol bende hissine sahip olabilir.

4-Ödevini hatırlatmak gerekirse sakın "ödevini yap!", "ödevinin başına!" veya "hadi dersini çalış!" gibi cümleler kurarak ödev yaptırmaya çalışmayın.Onun yerine "bugün ödevin var mı?", ne zaman yapmayı planlıyorsun?" "planlamanda yardımcı olabilirim" gibi cümleler kurun.

5-Ödev yaptığı yerde TV mutlaka kapalı olmalı

6-Ödev yaptığı yer hep aynı yer olmalı.Mümkünse kendi odasında masada yapmalıdır.

7-Ceza tehtidiyle ödev yaptırmayın.

8-Ödül ile ödev yaptırmayın.

9-Ödev yaparken küçük molalar verebilir.Ancak bu molalar tamamiyle ödevden koparacak kadar uzun olmamalıdır.

10-Ödev yaparken ona övgüde bulunabilirsiniz.

Kolay Gelsin

İnci Erdoğan

Neden Hep Yemek İstiyoruz?

Bazen önce tatlı sonra tuzlu sonra tekrar tatlı yiyerek farkına varmadan bozuk bir yeme düzeninin içinde buluruz kendimizi.Bu tür bir bozukluk sonucunda obezite olmasa da yüksek kolesterol, yüksek kan basıncı, diyabet,kalp rahatsızlıkları riski ortaya çıkabilir. Peki nedir bizi bu şekilde yemeye iten şey?

  1. Hormonal Problem: Eğer normalden fazla salınan bir insülin seviyeniz var ise bu size gereğinden fazla iştah yapıyor olabilir.İnsülin bir hormondur. Yani aslında sizin bir hormonal sorununuz vardır. Bu sebepten dolayı da gereğinden fazla bir iştaha sahipsinizdir. Bunun tespiti oldukça basittir. Aç karnına vereceğiniz bir kan tahlili ile insülin direncinize baktırın. Sorun var ise uzmanınızla bu sorunun çarelerini görüşün. 
  2. Yanlış Besin Tercihi, Şeker Ağırlıklı Beslenme:Uyandıktan saatler sonra yemek yiyor, ilk yediğiniz besin de şeker içeren veya saf karbonhidrat olan bir besin oluyorsa dikkat! İştahınızın bütün suçlusu seçtiğiniz besinlerdir. Şekerli bir çayın yanına 4-5 bisküvi, meyve suyu, çikolata atıştırıyorsanız, öğle yemeğinde boş boş makarna veya pirinç pilavı yiyip kalkıyorsanız akşama doğru veya gece önünü alamadığınız bir iştah sorunu yaşamanız muhtemeldir. İştahınızı azaltmak ve daha uzun süre tokluk hissini yaşamak için şu besinleri öğünlerinizde mutlaka tüketin; yumurta, tam buğday ekmeği, süt ve ayran, tavuk ve hindi eti, çiğ sebze salataları, bulgur pilavı ve badem.
  3.  Duygusal Açlık: Bazı insanların duygularını yiyerek açığa vurma veya acılarını yiyerek bastırması DUYGUSAL AÇLIK olarak tanımlanır. Eğer siz de bir şeye takıldığınızda veya canınız sıkıldığında ya da herhangi bir duygu değişiminde yemek yemeğe yöneliyorsanız, dikkat edin! Bu tamamen koşullanma sonucu hissedilen bir açlık duygusudur.Yani bu fizyolojik açlık dediğimiz mideniz boşaldığı için yemek yemek arzusu değildir. Bu konumdayken yapılacak tek şey telkindir. Bu durumun duygusal olduğunu, duygu durumunuzun üstesinden yemeyerek de gelebileceğinize kendinizi inandırmalısınız. Benim önerim kafanızı dağıtmak adına başka bir uğraşı ile ilgilenmenizdir. Saat kaç olursa olsun yemeğe meyil olmuşsa dışarı çıkıp yarım saat yürüyüş yapmak veya duşa girmek, veya bir arkadaşınız ile telefonlaşıp muhabbet etmek gibi  aklınızı dağıtacak işler ile uğraşmalısınız. Zaman içinde bu koşullanma kaybolacak ve duyduğunuz şiddetli duygusal açlık azalacaktır. 
İnci Erdoğan
Profesyonel Yaşam Koçu

Çocuğunuzun Yaratıcılığını Nasıl Geliştirebilirsiniz? Evinizi Yaratıcı Bir Ortama Dönüştürmenin Yolları

Evlerimiz aslında kişiliklerimizi ve yaşam tarzımızı yansıtır ve çocukların erken çağdaki gelişimleri üzerinde muazzam bir etkisi vardır. Şimdi size, birkaç değişiklikle çocuğunuzun yaratıcılığını teşvik eden bir ortamı nasıl elde edebileceğinizi anlatacağım:
1.Çocuğunuza, sakin zaman geçirebileceği bir alan verin: Bu alan, oda içerisinde bir köşe de olabilir.Ancak mutlaka dikkat dağıtıcı unsurlardan arındırılmış olmalıdır.Bu tür alanlar,çocukların bağımsızlıklarını geliştirmelerine ve yaratıcı oyunlar oynamalarına da olanak verir.
2.Doğru ışıklandırmaya dikkat edin: Bol ve parlak ışıklar, ilham verici olmasına karşı gözlendiğinizi hissettirip rahatsız edici olabilir.Buna  karşılık parlak ışık beyinde beta dalgalarının frekansını tetikte ve dikkatimizi toplamaya hazır olduğumuz düzeye yükseltir.Yaratıcılık sürecinin haya kurma ve keşfetme evresinde beynimiz 7-12 HZ arasındaki bu evrede çalışır.
3.Daha fazla müzik: Çocukların müzikle dans edebileceği bir alan olmalıdır. Bu alanda müzik aletleri, dans ederken kullanabileceği kostüm ve aksesuarların olacağı bir kutu da bulundurulabilir. Müzik çalacağı alan televizyona yakınsa kullanma fırsatı azalabilir.
4.Dokulara dikkat: Çocuğumuza, dokunma duyusuyla keşif yapma imkanı da sunmalıyız.Kum, çamur, oyun hamuru ve parmak boyalarıyla rahatça oynayabileceği bir yer oluşturulabilir. Bebekler için de mutlaka ağzına sokabileceği güvenli, temiz oyuncaklar bulundurmalıyız.
5.Çocuğunuzun kendini güvende hissetmesini sağlayın: Evde zaten doğal olarak güvenlik tedbirleri alıyoruz.Bunu yaparken, çocuğun göz hizasına eğilip evde dolaşırsak nerde neye ihtiyaç olduğunu onun gözünden görmüş oluruz.Okul öncesi bir çocuğun kendini güvende hissetmesi için , evin düzeni sizi görüp işitebileceği ve sesini size duyurabileceği bir şekilde ayarlanmalıdır
6.Dış ortam: Hepimizin bahçesi olmasa da çocuğu dış ortamda özgür bırakabilmek oldukça önemlidir.Çocuk bu şekilde hayata karışacak ve kendini daha güçlü hissedecektir.
7.Sanat ürünlerini sergileyin: Birçok anne baba, evde çocuklarının yaptığı resim ve heykelleri bulundurur.Ancak çocuğun en çok gurur duyduğu çalışmaları teşhir etmek için özel bir yer ayırmak, ona yaptıklarına değer verdiğinizi ve saygı duyduğunuzu hissettirir.
8.Bir yazma alanı ayırın: Çocuğunuza oturup yazabileceği ya da resim yapabileceği malzemelerin bulunduğu bir yer ayırmak, onun erişkinlerden bir şey beklemeden, havasında olduğunda birşeyler yaratabilmesini sağlar.
9.Doğayı evinize getirin: Çocuklar , doğayı keşfetmekten büyük zevk alırlar. Evcil hayvan beslemek zor olsa da, bazen küçük bir akvaryum bile heyecan vericidir.Evde bulundurulacak bazı bitkiler de çocuklara bakımında sorumluluk verme ve keşfetme konusunda yardımcı olur.

Her zaman söylediğim gibi bilgi, alındığında değil, uygulandiğinda şe yarar.Daha yaratıcı çocuklar yetiştirmek için bu bilgileri kullanmanız dileğiyle…..


İnci

6 Ocak 2016 Çarşamba

Çocuğum Üstün Yetenekli mi?











Evet, dokuz aydır merakla beklediğiniz minik bebeğiniz nihayet kollarınızda. Onunla geçen her an farklı güzel, farklı özel.Dünyaya geldiği ilk dakikalardan itibaren birşeyler öğrenmeye başladı bile.Zaman ilerledikçe bilgileri nasıl sentezlediği, konuşmayı ve yürümeyi nasıl öğrendiğini gördüğünüzde heyecanınız daha da artacaktır.Her çocuğun konuşma, yürüme, öğrenme zamanı farklı olmakla birlikte üstün yetenekli olarak adlandırdığımız ve genellikle yüksek IQ ya sahip çocuklarda bazı ortak noktalar dikkat çeker:
  • Yaşıtlarına göre daha erken ve kapsamlı bir dil gelişimi.
  • Gürültü ve duygulara yoğun tepki veriyordu.
  • İletişim becerisinin  dikkat çekici olması. (Bakıcısını çok kolay kabullenmesi ve gülümsemesi gibi)
  • Iyi bir hafızasının olması
  • Yüksek aktivite düzeyi (Aşırı duyarlı sinir sistemine sahip olmaları normal yaşıtlarına oranla daha fazla hareketli olmalarına yol açabilmektedir.)
  • Kitaplara olan hayranlığı, öğrenmeden zevk alması ve öğrenme düzeyinin hızlı olması
  • Meraklı olması, kapsamlı bir hayal dünyasının olması
  • Mükemmel anlamda mizah yeteneği
  • Soyut düşünme ve problem çözme becerileri
  • Duyarlılığı ve şefkatli olması
  • Battaniyelerini üstlerinden atma, giyim eşyalarındaki markalardan, iç çamaşırlarındaki etiketlerden, altlarının ıslanmasından rahatsız olma, gürültüye yoğun tepki gösterme şeklinde ifade bulan aşırı duyusal tepkiler göstermeleri
Siz de eğer çocuğunuzda bu özelliklerden birkaçını gözlemliyorsanız çocuğunuz üstün yetenekli olabilir.Peki eğer öyleyse ne yapmak gerekir?
Herşeyden önce çocuğun diğer akranları gibi bir "çocuk" olduğunu kabul etmek ve duygusal ihtiyaçlarının en önemli ihtiyaçlar olduğunun farkına varmak gerekir.Yapılacak en yanlış şey,çocuğu farklı bir kategoriye koyarak bu duruma gereğinden çok ani Elam yüklemek ve onu yarış atı gibi sizce "başarı" peşinde sürüklemek olacaktır.

İnci Erdoğan
Profesyonel Yaşam Koçu

4 Ocak 2016 Pazartesi

BLOĞUMA HOŞGELDİNİZ

Bu blog, koçluk bakış açısı ile hayatın her alanında karşılaştığımız olayları nasıl değerlendirebileceğimiz üzerine yazılar bulabileceğiniz bir blog. Kendimi düşündüğümde ve varolan tüm kimliklerimi bir yana bıraktığımda, öncelikle bir insan ve bir anneyim. Özellikle bu kimliklerimle bugüne kadar edindiğim deneyimleri , yaşadığım bazı durumlarda uyguladığım pratik yöntemleri ve yazılarımı burada sizinle paylaşacağım.Paylaşımlarımız bol olsun...Sevgiler